Sıkça Sorulan Sorular

Hukuki danışmanlık ücretleri, davanın karmaşıklığı, süre, çalışma miktarı ve Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen asgari ücret tarifesine göre belirlenir. İlk görüşmede durumunuz değerlendirilerek size özel bir fiyat teklifi sunulur.

İlk görüşme ücretleri davanın türüne göre değişiklik gösterebilir. Detaylı bilgi için lütfen bizimle iletişime geçiniz. İlk görüşmede durumunuz analiz edilir ve hukuki süreç hakkında bilgilendirme yapılır.

Evet, özellikle ilk değerlendirme görüşmeleri için online toplantı imkanı sunmaktayız. Video konferans veya telefon görüşmesi ile hukuki durumunuzu değerlendirebilir ve danışmanlık hizmeti alabiliriz.

Ofisimiz İstanbul Beylikdüzü'nde bulunmaktadır. Ancak Türkiye genelinde tüm mahkemelerde dava takibi yapabilmekteyiz. Ayrıca uluslararası dava takibi için yurtdışı hukuk firmaları ile işbirliği içindeyiz.

Boşanma davasının süresi, davanın anlaşmalı veya çekişmeli olmasına, mahkemenin iş yoğunluğuna ve davanın karmaşıklığına göre değişir. Anlaşmalı boşanma davaları genellikle 2-3 ay içinde sonuçlanırken, çekişmeli davalar 6 ay ile 2 yıl arasında sürebilir.

Velayet, mahkeme tarafından çocuğun yüksek yararı göz önünde bulundurularak belirlenir. Ebeveynlerin maddi durumu, çocukla ilgilenme kapasitesi, çocuğun yaşı ve tercihi gibi faktörler değerlendirilir. Küçük yaştaki çocuklar için genellikle anneye velayet verilir ancak her dava özel koşullara göre değerlendirilir.

Nafaka miktarı, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumu, nafaka alacaklısının ihtiyaçları ve yaşam standardı dikkate alınarak belirlenir. Çocuk nafakasında çocuğun ihtiyaçları, ebeveynlerin gelir durumu; eş nafakasında ise evlilik süresi, tarafların mali durumu ve kusur oranı gibi faktörler göz önünde bulundurulur.

Bazı dava türlerinde mahkemeye başvurmadan önce arabuluculuk süreci zorunludur. İş hukuku, ticari uyuşmazlıklar ve tüketici uyuşmazlıkları gibi alanlarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulması gerekmektedir. Aile hukukunda ise arabuluculuk isteğe bağlıdır ancak tavsiye edilir.

Arabuluculuk sürecinde tarafsız bir arabulucu, tarafların anlaşmaya varması için müzakerelere yardımcı olur. Süreç gizli ve esnek olup, genellikle mahkeme sürecinden daha hızlı ve ekonomiktir. Taraflar anlaşırsa düzenlenen protokol mahkeme kararı gibi icra edilebilir nitelik kazanır.

Arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılamazsa, taraflar mahkeme yoluna başvurabilir. Arabuluculuk sürecinde yapılan görüşmeler gizlidir ve mahkemede delil olarak kullanılamaz. Bu süreç, tarafların haklarını koruyarak alternatif çözüm arama fırsatı sunar.

Şirket türü seçimi (limited, anonim vb.), ortaklık yapısı, sermaye miktarı, şirket ana sözleşmesi hazırlığı ve yasal izinler önemlidir. Şirket kuruluşunda vergi avantajları, sorumluluk sınırları ve gelecekteki büyüme planları da dikkate alınmalıdır. Profesyonel hukuki danışmanlık almanız önerilir.

Ortaklık anlaşmazlıklarında öncelikle şirket ana sözleşmesindeki uyuşmazlık çözüm mekanizmaları değerlendirilmelidir. Arabuluculuk veya müzakere yoluyla çözüm aranabilir. Çözüm sağlanamazsa hisse devri, şirketten çıkış veya şirketin feshi gibi hukuki yollara başvurulabilir.

Ticari sözleşmelerde tarafların hak ve yükümlülükleri açık şekilde belirtilmeli, ödeme koşulları, teslim şartları, cayma ve fesih koşulları detaylıca düzenlenmelidir. Sözleşmeye haksız rekabet yasağı, gizlilik maddeleri ve uyuşmazlık çözüm yolları eklenmelidir. Sözleşme imzalamadan önce hukuki inceleme yaptırılması şiddetle tavsiye edilir.

Tapu senedi, emlak vergisi belgesi, kimlik belgeleri, vekaletname (gerekirse), medeni durum belgesi ve yabancı alıcılar için ikamet tezkeresi gerekir. Ayrıca tapuda şerh, haciz ve ipotek bulunup bulunmadığının araştırılması, imar durumu ve yapı ruhsatının kontrol edilmesi önemlidir.

Kira sözleşmesinde tarafların kimlik bilgileri, gayrimenkulün adresi ve özellikleri, kira bedeli, ödeme şekli, kira süresi, depozito, tadilat hakları, fesih koşulları ve tarafların sorumlulukları açıkça belirtilmelidir. Sözleşmenin yazılı olması ve noter onaylı olması ispat açısından önemlidir.

Tahliye davası süresi, davanın türüne ve mahkemenin iş yoğunluğuna göre değişir. Kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle açılan tahliye davaları genellikle 6-12 ay arasında sonuçlanır. İhtarname çekilmesi ve yasal süreçlere uyulması davanın hızlı sonuçlanmasını sağlar.

Haksız fesih durumunda, fesih bildiriminizi aldığınız tarihten itibaren 1 ay içinde işverene itiraz edilmeli ve 2 ay içinde işe iade davası açılmalıdır. İşe iade davası kazanılırsa işe geri dönme hakkı doğar. İşe dönmek istenmezse veya işveren geri almak istemezse tazminat hakları talep edilebilir.

Kıdem tazminatı alabilmek için en az 1 yıl çalışmış olmak gerekir. İşçinin kendi isteğiyle işten ayrılması, emeklilik, askerlik, evlilik (kadın işçi için 1 yıl içinde), işverenin haklı nedenle feshi durumlarında kıdem tazminatına hak kazanılmaz. İşverenin haksız feshi, işçinin haklı feshi gibi durumlarda kıdem tazminatı ödenir.

İş kazası durumunda öncelikle kaza tutanağı tutulmalı, sağlık raporu alınmalı ve SGK'ya bildirimde bulunulmalıdır. İş kazası sonucu oluşan zararlar için işverenden tazminat talep edilebilir. Maluliyet durumunda sürekli gelir bağlanması için başvuru yapılmalıdır. Profesyonel hukuki danışmanlık alınması haklarınızın korunması için önemlidir.

Maaş ödenmeyen işçi, öncelikle yazılı olarak işverene başvurmalı ve ödeme talep etmelidir. İşveren ödeme yapmazsa iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir ve kıdem, ihbar tazminatı ile birlikte ücret alacağını dava yoluyla talep edebilir. Ayrıca iş mahkemesinde ihtiyati haciz kararı ile işverenin mal varlığının korunması talep edilebilir.